Uyku, birincil işlevi dinlenme sağlamak ve vücudun enerji seviyelerini geri yüklemek olan karmaşık bir nörolojik durumdur. Uykunun önemi, insanların yaşam sürelerinin yaklaşık üçte birini uykuda geçirmelerinden anlaşılmaktadır. [1] Gelişim sırasında ve hayvanlar aleminde uykunun yaygınlığı, bunun hayatta kalmak için gerekli olan biyolojik bir süreç olduğunu düşündürür. Hayatımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçirmemize rağmen, açık fizyolojik ve evrimsel işlevi, öne sürülen sayısız hipotezle belirsizliğini korumaya devam ediyor. Önde gelen hipotezlerden ikisi, (i) uykunun sinir sistemi hasarını düzeltmek ve önlemek için gereken onarım ve temizlemeyi sağladığı ve (ii) öğrenme ve sinir hücrelerinin birbiriyle sağlıklı iletişim sağlamaları için gerekli olduğudur. [1]
Ortalama olarak, hayatımızın üçte biri uykuda geçer. Uyku sırasında vücut hareketleri büyük ölçüde bastırılarak dış davranışların azalmasına neden olsa da, beynin iç etkinliği açıklamaya meydan okuyan bir zenginliğe sahiptir. [4]
Uyanıklıktan uykuya geçiş dönemi latent dönem olarak adlandırılır. Bu geçişten sonra uyku evreleri başlar. Normal insan uykusu, hızlı olmayan göz hareketi (NREM) ve hızlı göz hareketi (REM) uykusu olarak ikiye ayrılır ve NREM ile REM arasındaki değişiklik, normal uykunun olduğu bir gecede yaklaşık 4-5 kez meydana gelir. İnsan NREM uykusu, birbirini izleyen daha derin uyku aşamalarını temsil eden aşama I, II, III olmak üzere sınıflandırılabilir. Kalıcı ve tekrarlanan uyku kesintisi, bireyin sağlığını etkiler.
A- REM Uykusu (Rapid Eye Movements-Hızlı Göz Hareketleri):
Bu toplam uyku süresinin %20-25’ini oluşturmaktadır. Rüya bu dönem içinde görülür. Beynin çalışmasının hızlandığı, göz kaslarının çalışma hızlarının arttığı, çizgili kasların gücünü kaybettiği kalbin çalışma hızının arttığı bu döneme ait önemli göstergelerdendir. Uykuya daldıktan 30-40 dk sonra bu döneme geçiş olur, rem dönemi 10-15 dk sürer ve tekrar beyin Nrem dönemine geçiş yapar. Her 80-100 dk da bir Rem dönemi tekrarlanır. Bir Uyku süresince 6-7 defa Rem dönemine girilip çıkılır. Çocuklarda bu dönem oldukça uzundur. REM uykusu, bebeklerin ilk büyümeleri için ve özellikle sinir sistemi boyunca sinaptik ağırlıkların düzenlenmesi için çok önemlidir. [1]
Erken yaşlarda REM uykusunun yoğun nöronal aktivitesi, beynin düzgün bir şekilde gelişmesini sağlar. [3]
B- NREM Uykusu (Non-Eem Eyemovements):
Uykuda göz hareketlerinin olmadığı dönemdir. Toplam uyku süresinin %75’ini kapsar. Bu dönem içinde kalp atışı ve solunum yavaştır, kas tonusu yoktur. Dört evreye ayrılır:
1-)Evre I : Toplam uyku süresinin % 5’ini oluşturur, uyku yüzeyeldir. Beyin fonksiyonları % 50’den azdır. Uyandırıldığında kendine gelmesi zaman alabilmektedir.
2-)Evre II : Toplam uyku süresinin % 45’ini oluşturur. Uyku yüzeyeldir. Kalp atışı azalır, vücut ısısı düşer, beyin derin uykuya hazırlanmaktadır.
3-)Evre III : Toplam uyku süresinin % 25’ini oluşturur. Derin uyku dönemidir.
Tüm canlıların dinlenme-aktivite döngülerinin günlük ritmi, jeofiziksel aydınlık-karanlık döngüsüyle bağlantılıdır. Sirkadiyen ritim olarak da bilinen bu döngüdeki bozukluğun ilk belirtisi, istenilen uyku süresinde uyuyamamaktır.
Bireyin biyolojik saati, jeofizik ortamın taleplerine uyum sağlamakta zorlanır. Biyolojik saatin kendiliğinden arızalandığı birincil durumlar veya altta yatan saat üzerindeki çevresel etkilerden kaynaklanan ikincil durumlar olabilir. [2] Herhangi bir nedenden kaynaklanan uykusuzluk, olumsuz feci sonuçlarla dikkatin bozulmasına neden olabileceğinden, uykuda yeterli süre geçirmek önemlidir. Uzun süreli uyku yoksunluğu ölüme kadar gidebilir. [1]